25 Ağustos 2010 Çarşamba

KELEBEĞİM





Her günün sonunda ölüp,yeni bir sabaha yeniden doğan sonsuz renkli kelebeğim. Ama illede Maviyim. Meleklerin yeryüzüne indiği civit mavi saatlerin maviliğinden. Denizin ve gökyüzünün uçsuz,uçuk maviliğinden…



AN’nın güzellikleriyle birikmiş BİR günün tadıyla yaşayıp, ölebilmek bu günün sonunda. Yattığın yatağın yastığında bırakıp bedenini, ruhun sonsuzluğunda yaşarken arınıp, her günün ışıldayan sabahında, pırıl pırıl gözlerle yeniden doğmak.



Üzülürdüm kelebeklerin ömrüne düne kadar, varlıklarıyla bize gösterdiklerini anlayana kadar. Meğer her güne ölebilmeyi gösteriyorlarmış tüm güzellikleriyle. O yüzden bu kadar özgür uçabiliyorlarmış. Biz ömürlü insanlara, ölmeden önce ölebilmenin güzelliğini, özelliğini simgeliyorlarmış pır pır uçan ışıltılı renkleriyle. Dokununca toz olup uçuşan, grileşen solan renkleriyle de; dokunulmazlığı, sahiplenilmezliği gösteriyorlarmış, her şeyiyle özgürlüğü yaşayarak. Kanatlarının narinliğiyle, dokunduğunda yok olan o eşsiz renkleriyle, BİR güne yaşayıp BİR güne ölmeleriyle, biz ömürlü insanlara güzelliğin sırrını açıklıyorlarmış meğer. Biriktirmeden olumsuzluklarını, tüm olumsuzluklarına ölebilmeyi gösteriyorlarmış tüm naifliklerinde.



Belirlenimsizliği gördüm, bir kelebeğin kanadının renklerine elleyince, elimde dağılıveren grimsi toz zerrelerinde. Anladım ki hayatta bir şeyleri belirlemeye, sahiplenmeye kalktıkça, tıpkı elinde dağılıveren grimsi toz zerreleri misali uçup gidiveriyor dokundukların.



Tüm güzellikleriyle yaşayıp, her güne ölebilen kelebekler dedi ki; ÖL, senin ışıltını söndüren her şeye her günün sonunda ÖL. ÖL ki yeni bir güne pır pır parıldayabilesin eşsiz renklerinle. Kanatlarımın eşsizliğinde gör; AŞK ın eşsizliğini, dokunulmazlığını,belirlenimsizliğini, özgürlüğünü gör. Ve bana olduğum gibi bak, olduğum gibi gör ışıldayarak pır pır uçan varlığımı. Bu eşsizliğime dokunduğun an bilki ben artık ölmekteyim, ölüyüm. Senin sahiplenici, meraklı ellerinde ,diğer ölü arkadaşlarımın yanında,koleksiyonunun içinde,ölü bir parçayım çerçevelenmiş görüntümde.













Önceleri kendimeydi yazdıklarım,sonra anladım ki kendimin her bir parçası olan BİZlerle olan BÜTÜNSELLİK’ e, BİRliğimize yazdıklarım.



Münire Mine Arslan.

4 yorum:

  1. Yazdıkça ölüp yeninden doğan "ışık" arkadaşım, hep böyle akışkan olasın, yosun tutmadan akasın...sevgimle
    Fu

    YanıtlaSil
  2. Canım arkadaşım,ışık arkadaşım akmaya çalışıyorum çarpa çarpa... su gibi akarız inşallah hepbirlikte...

    YanıtlaSil
  3. merhaba,
    benim için yeni keşifsiniz, çok sevindim bu keşfe!

    YanıtlaSil
  4. merhaba ful,
    bende şimdi açtım bloğumu( pek sık açmıyorum ama sanırım sıklaştırıcam artık) ve seninle karşılaşmak çok sevindirdi beni,bende bu keşfe çok sevindim...

    YanıtlaSil