İşte bu minik oğlanla başladı, kader yolunu seçmenin ve de değiştirmeye çalışmanın zorlu ve tehlikeli oluşu. O kocaman ışıl ışıl merak dolu gözler, olup biteni izleyerek, kendi yoluna doğru çekilmenin gizemini anlatıyor. Bir yanda babası diğer yanda büyük babası ona devralacağı işi kendilerince anlatırlarken ,aynı zamanda kendileri gibi olamasını da istiyorlar.Meğer o ışıldayan güzel gözlerin devralacağı iş; izlerken hepimizin yüreğini yerinden oynatacak, gözlerimizi tıpkı onun gibi ışıldatacak muhteşemlikteydi.
Denizin ve gökyüzünün BİR olduğu ,çivit maviliğin o eşsiz güzeliğinde süzülen ,minik "laluna" isimli bir tekne,Ay'a merdivele tırmanıp ona çapa atan minik eşsiz bir yürek.Ay'ın ışıltısını sağlayan ,onun yüzeyinde toplaşmış milyonlarca minik yıldız....Meğer yıldızlar gökyüzünde kayarlarken Ay'ın yüzeyine düşüp orada birikirler ve onun ışıldamasını sağlarlarmış. Şimdi sıkı durun, bu minik oğlancığa öğretilen iş;Ay'ın yüzeyine düşen bu yıldızları süpürmek;Babası tıpkı kendi bıyıklarına benzer bir fırçayla süpürmesini isterken ,büyük babası da tıpkı kendi çalılaşmış bıyıkları gibi çalı süpürgesiyle süpürmesini ister,işte tam o sırada gökten kocaman bir yıldız kayıp, Ay'ın yüzeyine düşer.Minik meraklı bakışlar, minik ayakları harekete geçirir ve yıldızın tepesine tırmandırır.Tıpkı yumurtanın çatlayıp minik canlının dünyaya gelişi gibi ,o da yıldızı çatlatıp kendi kader yolunun akışına izin verir ve Ay'ın yüzeyine bu kocaman yıldızın içinden çıkan birsürü minik yıldızlar yayılıverir.
Biz yıldızların yüzeye yayılışının çıkardığı tınıların sesiyle büyülenmiş şekilde olup biteni izlerken,dahada gözlerimizi yerinden yüreğimizi zembereğinden çıkaran görüntüyle buluştuk; bu üç kuşak birlikte Ay'ın yüzeyine dağılan yıldızları kenara süpürerek Ay'ı yarım ay şekline getirdiler. Meğer süpürücüler sayesinde bizler Ay'ın değişik halerini(evrelerini) görmekteymişiz.Bilin bakalım minik oğlan Ay'ın yüzeyindeki minik yıldızları neyle kenara itiyor? ne babası gibi fırçayla ve büyük babası gibi çalı süpürgesiyle,O kendi yıldızını çatlatarak kendi kader yolunun akışına izin verirken ,süpürmek olan görevini kendi şekliyle belirlemişti;TIRMIK'la ...
Bu minik başlangıç animasyonu izleyeceğimiz BRAVE filminin ana mesajını çıtlatıyormuş meğer:) Meridaya gelince o da tehlikeli ve zorlu olan yolu seçti ve kaderini değiştirmek istedi.Annesi değişince kaderinin de değişeceğine inandı ve izleyicinin kendine göre alacağı mesajları verdi.... Bana gelince filmi izlemeden önce aldıklarımla,izledikten sonra aldıklarım bütünlendi birbirini.İçimizde taşıdığımız yol kaderimizdir,nasıl vede ne şekilde gideceğimizi belirlerken ,yolumuzu aydınlatan,bizi birbirimize bağlayan yine içimizde taşıdığımız Sevgi ve aşktır.Filminde dediği gibi "gururla ayırdığın bağı birleştir".Kader yolu akıştan yana,kendimize ve birbirimize karşı oluşturtuğumuz dirençler akışı engellemekte,zorlu ve acılı yolara saptırmakta.İçimizdeki yol "DENGE" diyor.Direnç gösteren taraflar biririne doğru sevgi ve hoşgörüyle eğilmedikçe,akış bozulmakta evrende negatif çoğalmakta.Akan herşey değişir,tıpkı Herakleitos'un dediği gibi" akan bir nehre iki kez giremezsiniz,siz de nehir de değişmiştir".Kendi hayatımızı ve birbirimizinkini tıkamayalım.Bırakalım O sevgiyle ve hoşgörüyle aksın ve bizi sevgi ve aşk okyanusunda buluştursun....
Mine Münire Arslan
11.09.2012
23.34
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder