17 Ekim 2020 Cumartesi

Bir taşın hafifliği

 Denizin içinden gelen Aşk taşım!

Denizin içinde yüzüyorken bana doğru yüzen bir taş gördüm, desem ne düşünürdünüz? yada ne hissederdiniz?

Önce ona doğru yaklaştım, etrafında yüzdüm, ne olduğunu anlamaya çalıştım. İçi hafiflemiş bir taş,bir tarafı kesilmiş gibi düzgün, diğer tarafı kıvrım. 

Ona sordum, " benimle mi gelmek istiyorsun? yoksa burda böyle yüzüp kendince mi kalmak?" ilk sorduğumda ellerime doğru geldi. Emin olmak için bir daha sordum yine bana doğru meyletti. Anladım ki oda beni istiyor. Susuzun suya, suyun susuza çekildiği gibi. Gülümseyerek kıyıya geldik ikimizde.

Sonra avucumda bir müddet vakit geçirip, birbirimizi gerçekten dinleyip, gerçekten görünce, sırrı aşikar etti. Bu yarısı bende yarısı onda olan bir kalpti(kalp şekilli). Seviyor ve seviliyorumun eşşsiz BİRlikteliğiydi aldığım bu olağan üstü armağan. 

Sonsuz Şükür...

Aşkım Şükür...^^

Her yerden her şekliyle görünen Aşka Şükür...^^

Akıl sınırlarımızı zorlayan sonsuz olasılıktaki Aşk fısıltılarını duyabilme, görebilme, dokunabilme, tadabilme, kokusunu iliklerimize kadar çekebilme cesaretinin özgürlüğünü diliyorum her BİRimize. Huzura vardığımız Huzur olduğumuz...^^

16.10.2020 16.24

Anlatmaya, varlığındaki sırrı bir çiçek gibi açmaya devam etti konuşarak ve konuşturarak. Bir taş olarak yüzebilmenin sırrı neydi? neydi onu sonsuz deryada görünür eyleyen? samanlıkta iğne arama misali, bizi birbirimize kavuşturan? ...

Onu görünür eyleyen suyun dinginliğinin ışıltısıydı, onun kadifemsi şefkatinde huzura gelmek istedi. Bir taş olarak bile yüzebilmenin hafifliği, var olmanın dayanılmaz hafifliğiydi. Onu var eden asıl gerçekliğiyle kavuşup, özüyle gürleşip, özgürlüğe yelken açışıydı. Onu taşlaştıran yerinden oynasını engelleyen her türlü ağırlıklarından içine açtığı boşluklar sayesinde hafifleyebilmişti. Belliki içine açılan boşlullarda suyun saflaştıran gücüne teslim olmuş ve tüm ağırlıklarından yavaş yavaş kendini o delicikler sayesinde hafifletip yükselebilmiş ve şimdi kendi eşşsiz yüceliğini gerçekleştirebilmenin macerasını  bizlerle paylaşmanın vakti gelmişti.

Aşmanın yolunun içindeki tüm katılılıklarını aşındırmak olduğunu gösteriyordu avuç içi minicikliğinde varlığının yüceliğini. Belli ki yakıtı Aşkının inancıydı, onu taşlaştıran yerinden oynamaz hale getiren ne var ne yoksa tek tek hepsini delerek, içinden geçip, geçirerek varlığında yarattığı boşluklarda nefeslenip hafifleyebilmişti. Deliciklerin sırrı belkide Ferhatın dağları delen sırrıydı. Dağları yerinden oynatan gücün sırrıda aynıydı bellli ki. 

Suyun varlığına nüfus etmesine izin verip kaynaşarak aşan yüceliğine yükselip yüzen minik taşın hikayesidir bu.

Üzerine çok şey yazılabilir ve de söylenebilir ama  en önemlisi bu minik taşın suyla dokunuşunun yarattığı harenin bize ulaşan mucizesi...^^ 


Aklının sınırlarını delebilecek cesarete eriştiğinde her şeyin mümkün ve her şeyin mübah olduğu bir yer var ki seninle orada buluşacağım...^^ DİYOR...^^

17.10.2020

16.30 

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder