Sadece ölürken
değil, doğarken de gördüğün aynı ışık. Bir rahimden doğuyor rahmet olup
ölüyoruz. Aslında hep doğuyor hep ölüyoruz. Anne karnında, toprağın altında,
bir mağaranın içinde geçirilen süreçlerle olgunlaşıp ışığımıza(nurumuza) doğru
baş gösteriyoruz; bir bebek gibi, bir fidan gibi, bir peygamber gibi.
Aslında ne doğuyoruz ne de ölüyoruz sadece
form değiştiriyoruz. Yaşarken nasıl ki aynı beden içinde değişik formlara
bürünüyorsak, bebeklikten yaşlılık ve ölüm eşiğinden geçtikten sonrada tekrar
ayrışıp melekelerimize, başka başka hallerde hep var oluyoruz. Var oluş daim. Oluş
daim, varlığımız daim. Devir Daim…
Her nefesle ölüp her nefesle doğuyoruz. Her
akşam ölüp her sabah doğuyoruz hep ışığa(nura) doğru.
Karanlık, ölüm, rahim olmadan, ışık,
doğum, rahman olmaz. İkisi BİR ve ikisi Varoluş. Rahman ve Rahim olan Allah’ın
adıyla…
10.01.2024 23.55
Oluşuyoruz
her Daim, dönüşüyoruz her Daim, Bir Devir Daim süreci…
Bu dünyaya doğup, öldüğümüzü sandığımız
sadece bir dönüşüm, başka bir hakikate doğuyoruz yeniden ölmek dediğimiz
değişimimizi yaşayarak. Ne doğum bir başlangıç ne de ölüm bir son. İki nokta
arasındaki çizgi misali yaşıyoruz bu dünyayı ama noktalar sonsuz daim. Aslında sonsuz
noktalar arasında geçiş yaparken hep duruyoruz. Durmadan bulunmadan geçiş
yapmak olası dışı. Geçerken her bir noktadan bulunuyoruz da aslında, bulunurken
de duruyoruz. Belki de hep duruyoruz bulunurken kim bilir? Hakikati Bir tek
Allah Bilir.
Not: yanlış hatırlamıyorsam
filozof Zenon’unda böyle bir fikri vardı, aslında hareket yok diye.
11.01 2024 00.17
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder