30 Mayıs 2017 Salı

IŞIK



     Yıllardır özlemini çekip, isteğini duyduğum, hayalini kurduğum “gerçek aşk”ın, hayatımı adadığım, yaşamak için arzu duyduğum “gerçek aşk” ın, ben ve benimle olduğunu bilmek, inanmak, idrakine ve haline varmak, ne kutlu ne mutlu bir an. Yy.lardır tüm düşünürler, alimler,veliler, tüm büyükler( büyüklükleri “gerçeği” bulmuş olmalarından;)) söylese de, kulakların duymaması, gözlerin görmemesi, tenin hissetmemesi, burnun aslında koklamaması, dilin tatsa da tatmaması, ne büyük bir gaflet, ne büyük bir uyuşukluk, uyur gezerlik hali insan oğlunun.
   Aşk olduğumuz gerçeğimize, şüphe ve inançsızlık ne büyük bir zaman kaybı!
Dışarda aradığım “gerçek aşk”ın kendim olduğunu bilmek. Yine kedinin kendi kuyruğunu yakalaması arzusundan başka nedir ki? Bu gerçekle bir kez daha yüzleşmek.
İçimde ki gerçek dışımdaki ‘nin yaratımıdır!
       Özgürlük ne ola ki? nasıl verile ki? hem kendimi hem bir başkasını nasıl özgür kılabilirim ki?...ki?...ki? vb. bir sürü soru kafamda gezinirken, yine aynı paradoksa düşmüşüm meğer;)
“Yalnızca sen gerçeği bildiğin zaman gerçek seni özgür kılar” Eıleen Caddy.
Ben gerçeği bilip yaşadığımda , o ben de aktığında , ben özgürüm demektir. O zaman özgürlüğün ne demek olduğunu bilirim. Bildiğim  bir şeyde benden her yere akar...^^
Özgür olamak ne olduğum gerçeğinin idrakına varıp, bunu “hal”  haline getirmektir.
Özgür olamak ne olduğum gerçeğine uyanmaktır!
Özgürlük dışarda bir yerde değil, içerde bir yerde verdiğimiz kararlarımızdır. Dıştakileri bazen seçemiyoruz, elimizden birşey gelmiyor diyoruz ve kendimizi kısıtlanmış hissediyoruz ve bu durumlarda özgür değiliz diyoruz. Oysa ki bu da iç gerçeğimizin kodunu çözmekle ilgili; Bu gerçek sevgi,aşk,şefkat, zerafet, iyilik, umut,inanç, ilham,huzur, sakinlik...olduğumuzdur. Ve tüm bunlarla dolu olamaya özgürüz. Ve tüm bu gerçekliğimizi inkar edip; üzgün,kötü,korku dolu,endişeli, kurban, tedirgin, teleşlı, huzursuz, rahatsız...vb tüm bunlarla dolu olmayı seçebiliriz. İşte tam bu noktada içimizdeki vede dışımızdaki gerçeğimiz bize seçim yapma özgürlüğünü verir. Seçim bize ait. Ve ne olacağımızı seçerek, deneyimlerimizi de yaratmaya başlarız. Deneyimlerimizi yarattıktan sonra da , yaşarken suçu yine dışarda ararız. Ne büyük bir paradoks.
 Kendi esaretimize köle olmuşuz!
İçinde bulunduğumuz anda, hangi hal içinde olduğumuzun seçimini yapıp yaşamak özgürlüğümüzdür!
Seçtiklerimiz etrafımıza yaydıklarımızdır !
Ne yayını yaparsak,onu işitir, onu görür, ona dokunur, onu koklar,onu tadadırız.
Yayın istasyonu da , yol navigasyonu da biziz!
     Kendi içimdeki Tanrısallığım ; krallığım& kraliçeliğim, birliğim& bütünlüğüm, tamlığım & tamamlığım halim kutsal mabedimdir. O ışık saçar , yol gösterir !
23.01.2017
23.17
Mine Münire Arslan           




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder