6 Şubat 2018 Salı

NÂR dan NÛRa




      Ateşe, ateşlere attım kendimi, ne kadar neşterlenmesi gereken yerlerim varsa, teker teker soktum çıkartım bıçağı kestim kellelerini nefs başlarımın; sevilmek, beğenilmek, arzulanmak, istenmek, görülmek, övülmek, yerilmek, küçümsenmek, alay edilmek, incitilmek, rededilmek, hiçe sayılmak… her ne varsa beklentiye, kurguya, isteğe dair hepsinin başları belirdikçe kelleleri alındı.
      Meğer hiçe sayılmak hiçleşmenin Azrailiymiş. Tüm nefsani duygu ve düşüncelerin baş kesicisiymiş Aşk ile. Meydanı Hiç edip Hep’e uyandırmak ‘’Hep’’ eylemekmiş amaç. Övgünün de yerginin de ötesine geçmek; ikilik nârında yanarak HEP BİRlik diyarına geçebilmekmiş amaç.
      Şimdi bu ağır neşterlenmenin yoğun bakımında alevler içinde yatmaktayım. Bu alevler ki aynı zamanda nefs başlarının gitmek bilmeyen çığlıklarıydı.
     Nârları Nûr etmeye talip olduğumdandır yanışlarım. Sığındığım Yaradanımın Nûrudur. O Nûr ki en karanlık kör kuyulardan çekip çıkarandır. Kör kuyulara sokup ışığı Nûru buldurandır.
Şükürle olsun!

Hiçlik nârında yanmadan heplik nûruna erilmiyormuş…^^

05.02.2018
22.00




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder