‘’Biz’’
hissedip yaşayınca her şeyi çözüp giriyorsun içeri. Önce kendi içine girebildiğin
için kendin olan her şeye de giriş yapabiliyorsun böylelikle.
Kendi
Hak varlığının Hakikatini, Hak ettiğini ve Hakkın olduğunu idrak ettiğinde,
sözünde özünde BİR oluyor. Eğilip bükülmüyorsun gereksizce, tevazun zannettiğin
durumlar, insanlar, olaylar vb. karşısında. Ya da Hak etmemenin ezik
güvensizliğinde ezmiyor, ezdirmiyorsun kendini.
Söylediğin
sözün, yaptığın davranışın arkasında duruyorsun dimdik ‘’Elif’’ gibi. Çünkü kim
ve ne olduğunu bilmenin Özgüveni seni her daim destekliyor. Böyle olduğunda ‘’Biz’’
anahtarı çalışmaya başlıyor. Kilidi kendinde açınca yaptığın eylemler,
söylediğin sözler vb. kendin olan her şey ve herkes de kabul görüp ‘’Biz’’
oluyor. Kabulü önce kendine ver ki açılsın gizli hazine anahtarı.
Not: anahtar ‘’sen’’ sandığın kapının üstünde.
15.02.2024
01.02
‘’Biz’’ olmak zamansız mekansızlıkta Tanış
olmak tanışık olmak hali, birliği, beraberliği biliş hali. Böylesi tanıdık
olunca her şey bir çiçek gibi samimiyetle açılıveriyor. O zaman biliyorsun her
ne yaparsan yap her ne söylersen söyle her halinle her daim kabul göreceğini. [Böylelikle
ezilip büzülmüyorsun kendine ‘’acaba karşı tarafın canını mı sıkıyorum hep aynı
sorunlarımla dönüp dururken ve defalarca aynı şeyleri anlatırken?’’ diye, ‘’rahatsız
etmiyorsam gelebilir miyim? Girebilir miyim? Arayabilir miyim?’’ vb. Böylesi içsel
eziyetler ve kendini değersizleştirmeler yerini öz kabule, onurlandırmaya,
desteklenmeye bırakıyor.]
Bu kendinin
‘’Biz’’ hali, sevgisiyle, hoş görüsüyle her şeyi eritip göğsünü genişletiyor.
15.02.2024
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder