29 Ekim 2021 Cuma

Tam Vaktinde

 

  Vakit tamam olmayınca, çay demini almayınca, yaşadıklarının lezzeti anlaşılmıyor.

Damla damla varlık kabını dolduruyor, yaşamın her hali. Bazen o damlalar Çin işkencesi gibi geliyor seni deliliğin sınırlarında( beklide veliliğin) gezdiren. Bazen de yüreğinin serpintileri oluyor seni ferahına erdiren.

Her ne oluyorsa hayra olduğuna erdiren.

Varlık kabının taşma noktasına getiren son damla damladığında anlıyorsun sınırına geldiğini. Sınırını koymanın, korumanın ve kollamanın Hakkın olduğunu, Haktan olduğunu.

Her bir damlanın masum hizmetine uyanıyorsun. Bir zamanlar bir şekilde yitirdiğin beden mülkünün    ( varlığının) zırhını, sana yeniden giydirmek ve sana bahşedilmiş olan kudreti hayatına geçirebilmek için, seni demleyen tüm damlalar.

Anların huzurunda, huzurda olmanın demi için damlıyorlar.

 

 Varlık hazinenin(mülkünün) sınırını kollayıp, Hakkını bilip, kendine adil olduğunda, kendin olan her şeye ve herkese de adil olursun.

 Ve bir Selam çakıyorsun tüm hatırlatıcılara vede 

‘’ Adalet mülkün temelidir’’ diyen yüce ruha…M.K.Atatürk




18 Eylül 2021 Cumartesi

Gölge

 Her şey seninle ilgili değil. Senden dolayı değil.

"Sendendir"zannın kibriyle karartma gönlünü.

Her şey kendiyle ilgili, kendinden dolayı.

Herkes kendiyle uğraşında, gayretinde, yolunda.

Aslında her şey (kendi) yolunda.


Paha biçilmez benzersiz değerini, hiçbir zannın gölgeleyemez.


Bundandır Diyojen'in de kendi zenginliğine düşecek hiçbir  gölge istemeyişi; "Gölge etme, başka ihsan istemem" diyerek, koskoca bir devletin imparatoru olan Büyük İskender'i  kendi zenginliği karşısında bir gölge gibi görüşü.


Üzerimize düşen tek gölge, ağaçların güneşle ışıltılı dansı olsun🙏

MM.A




Su gibi

 Su Gibi...^^

Varlığımdaki su ile konuştum bugün, dışımda sandığım suyun içindeyken.

Uyan dedim, görünür ol🙏

Yaşanır Ol🙏

Sen gibi duru, nuru berrak ol. Sen gibi akışkan, yumuşak, esnek, her kaba uyum sağlayabilen ol.

Sen gibi Aziz ol.

Güneş ile kavuşumunda ki ışıltı, Ay ile kavuşumunda ki elmas tanecikleri ol.

Huzur, Hızır, Hazır ol varlığında ki Okyanusa...^^

Zaten Olduğun şey Ol...^^

Çek aradan tüm perdeleri varlık hanen ışıldasın, Sultan görünür olsun...^^🙏


İnşallah🌹





Masumiyetin göz bebekleri

  

                            Masumiyetin göz bebekleri

   Rahmetli babamın misafirler gitmeye yeltendiklerinde söylediği bir söz, son zamanlarda sürekli yankılanır oldu içimde;

 ‘’ Mangalda köz, tükendi söz, kalkın gidin siz yatalım biz’’

   Bu söz sanki hayatın içinde her şeyin tükenmişliğini, söylenebilecek her şeyin söylenmişliğini, yazılmışlığını, çalınabilecek her notanın çalınmışlığını…vb. hatırlatıyor.

 Ve bununla birlikte Şems’in Mevlana’ya tüm okuduğu kitapları suya attırışı gibi, bilinen tüm ezerlerin yorgunluğundan soyunma isteği geliyor içime. 

   Yaşamın sonsuz olasılıklı döngüsünde yüksüz yol almak varken, bu sıkışmışlık niye?

Hakikat bir o kadar basit, sade, saf iken bu karmaşa, bu zorlama niye?

  Hz Ali’nin dediği gibi, ilim bir nokta iken biz cahilliğimizle onu çok edip, sonrada bu yükleri taşır, altından kalkamaz mı olduk?

 Hafiflemek, saflaşmak, nektarlaşmak, yeniden doğmak ve hakikatin masum gözleriyle bakıp, varlığın Hakkını vermek vakti gelmedi mi?

   O gözler ki masum, duru, net...

 Bu gözlerin bebekleri teslim alır tüm güçleri.

 Nuruyla eritir tüm kalıpları, hakikatine soyar seni.

  O gözlerle her şey herkes yine yeniden yeni

   ve yine yeniden Aşk.

 

   Masumiyetin meraklı hayret ve hayranlık dolu, o iri, capcanlı ışıldayan bakışlarıyla gördüğümüz bir dünyaya doğalım her sabah ve her gece  ölelim tüm yüklerimize.



 

8 Ağustos 2021 Pazar

Kutsal dokunuş

Hadini hududunu aşıp, kendinden verdiğinde, tükenmenin(tüketmenin) isyanı her bir yanını ateşe veriyor.

 Merkezini ve sınırını bilmenin edepli yaşantısında , gücünün  arkasında cesaretle durup,

kendin  kadar vermenin(paylaşmanın), ahenkli ilişkileriyle, hayata su gibi akabiliyorsun.

 Ateşte sensin su da…

 

Kantarın topuzunu kaçırdığında,

‘’Kendine adil misin?’’ diye soruyor hayatındaki üstatlar aracılığıyla kutsal dokunuş.

Ve devam ediyor hatırlatmaya;

 Paylaşayım derken kendini mi parçalıyor sun ?

Bölüp dağıttığın parçalarının arasında asla bulamayacağın Aşkı mı arıyorsun?

Hizmet edeyim derken, hayatı paylaşıyor olduğunu mu unutuyorsun?

 Elimdekini vereyim derken elini mi kaptırıyorsun yoksa?

 

Kabın kadar paylaşır, kabın kadar dolarsın hatırla.

Ayarı kaçırdığında kabı çatlatırsın ama korkma, çatlayan yerden ışık yine sızar ve nurun merhametli huzmelerinin  merhemiyle sıvazlanır, olgunlaşmanın antik değerini kazanırsın.

Tıpkı ‘’Kintsugi sanatı’’ gibi, büyük sanatçı ilahi dokunuşuyla seni daha da değerli kılmaktadır.

Çünkü sen her daim sevilensin unutma.

Kırıldığın, çatladığın, sınırlarını zorlayıp patladığın yerdeki o kutsal dokunuş, kusurlarının güzelleşmesi, bakış açının zenginleşmesiyle seni yeniden doğurmuş olur.

 

Tefekkür edince haline ,Teşekkürün geliyor hallice.




 

(bunları yazdıktan sonra gelmeye devam edenler;)

 

Kutsal fısıltı

Belki de kırıldığım, çatlayıp, patladığım yerde dağılan bir daha yapışamayacak olan parçalar ve tozları, gitmesi gereken asıl beni bölüp parçalayan bütünselliğimle kaynaşmamı engelleyen ‘’ZAN’’larım dı (bana ait olan yada olmayan).

O Yüzden dir evde bir şey kırıldığında ‘’her şeyde bir hayır vardır, nazar dağıldı, kötü enerji gitti ‘’vb. gibi yorumlar yapışımız. Yine atalarımızdan gelen kadim bilgilerin ışığıyla.

 

O yüzden de kırıldığım yerden gelen ışığın kutsal dokunuşuyla sıvazlanıp bir araya gelmek varlık kabımın kutsiyetine, ‘’Kutsal Kaseye’’ uyanışımdır. Elhamdülillah

 

(Ve şimdi bu özel günde(08.08) ‘’Kintsugi sanatı’’ndan aldığım esini, ‘’Kintsugi tekniği’’olarak gelişimime uyarlıyorum)

 Büyük sanatçının eli olup; 

Bugüne kadar varlığımda kırdığım, parçaladığım, dağıttığım, görmezden geldiğim, yargıladığım, pişmanlığını duyduğum, acabalarla süründürdüğüm, kabul vermeyip arkasında duramadığım ve de değersizleştirdiğim…vb. tüm parçalarım(seçimlerimle oluşmuş olan tüm deneyimlerim)

 İyi ki sizi seçmişim, sizler en iyi olasılık olduğunuz için seçtim , bundan da onur duyuyorum, şükranlarımı sunuyorum ve de  Rabbimin bana verdiği yetkiyle  sizleri BİR araya getiriyorum.

Bismillahirrahmanirrahim    

08.08.2021  




2 Ağustos 2021 Pazartesi

Yanan ne?

 Yanan ne? Yanan neye hizmet ediyor? Ne için yanıyor? Kendini yok etmek pahasına hizmet eden bu büyük Aşık kim?

İçimdeki ormana soruyorum; bu yanış yeniden doğuşun, küllerinden dirilişin Zümrüdüankalığı mı?

Bu yangının yankısı; Özerkliğini, bireyselliğini, insanlığını... yaşaman, yaşayabilmen , kaybettiğin yörüngene yeniden hizalanabilmen için, tıpkı bir babanın (Rahma gücü) çucuğunu erken yaşta işe yollaması, bir annenin (Rahim gücü) vakti geldiğinde bebeğini  sütten kesişi gibi, onu bağımlısı olduğu vede o yüzden özerkleşemediği ana kucağını (doğa anayı) ateşe vermesidir.

 Vermektedir ki onu insanlıktan alıkoyan tüm bağımlılıklarından kurtuluşuna erebilsin, kendine gelebilsin. 

Doğa anna kendini feda ediyor, özgürleşelim, insan olalım, hakikatimizi görüp, ona uyumlu yaşayabilelim, içimizdeki anneyi uyandırabilelim diye.

Tıpkı bu topraklar uğruna şehit olmuş Canlar gibi, onlar da bizim insan oluşumuza şehadet edebilmek için şehit olanlarımız. 

Önlerinde acziyetimle eğilir insanlık sorumluluğumu alırım.

Her ne oluyorsa Rahman ve Rahim olanın adıyla oluyor.

01.08.2021




29 Temmuz 2021 Perşembe

Hakikatin gözleri


 Hakkını, hakikatini, hukukunu, hududunu... bilince ve tüm bunların arkasında dağ gibi durunca, burdan yankılanan gerçekliğin karşındakinde hayat buluyor. O da kendi gerçekliğini(sen olan) anımsıyor ve hakikat okyanusundaki zerrecikliğinden, okyanus varlığına yolculuğu başlıyor.

     Bu yolculuk ki varılası değil, yaşanası her bir Anıyla. Düştüğünü, şaştığını, saptığını, kaybolduğunu sandığın her bir yaşanmışlık da hep yoldasın aslında. Hep yolundasın...^^ her şey yolunda...^^

Seni yanlış yaptığına, yoldan saptığına, kaybolduğuna ve varılacak bir hedef varmış zannına kaptıran her şey zihninin sana oyunları. Hep yolundasın, gözdesin, gözbebeğisin ve hep sevilensin unutma...

Bu oyunlar bu eşsiz varlığının hatırlatıcıları. Bu senin ''lades'' oyunun; bakalım aklında mı?, hatırlıyor musun hakikatini? Bu yola çıkarken verdiğin sözü ve niyetini hatırlıyor musun?

Ruhun biliyor. Gözlerin biliyor ve tanıyor. Sadece meşkulde, meşkuliyette tutuyorsun kendini. Meşkuliyetin ve telaşın erişiminin(kavuşumunun) engelleri. Telaş etme ki, meşkulde tutma ki kendini erişebilesin, erişilebilesin.

Sultan girmezmiş saraya, hane ma'mur olmadan. Sakinliğin eminliğinde huzurda ol ki, sen olan sultanlığın yaşam bulsun.

    Varlığında ki su zerreciklerine hapsettiğin yaşanmışlıklara ait tüm duygusal kayıtlarını serbest bırak. Bu kayıtlar su gibi berrak ve hafif bir şekilde akmanın önündeki engellerin. Özgür bırak onyüzbin baloncuk olan zerreciklerindeki kayıtlarını. Özgür bırak ki, karşındaki diye gördüğünü her seferinde her an yeni bir insan gibi tanıyasın ve sende aktıkça tazelenip berraklaşasın.

Evini temizler gibi, deponu boşaltır gibi hiçbir şeye tutunma, tutma, yapışma, alışma... Anı deponu da boşalt. Çünkü her şey akıyor, değişiyor, dönüşüyor... Burda sabit olan hiçbir şey yok. Sen bile eski sen değilken, nasıl olur karşındakinin aynılığı. O da aktı gitti.

  Her şeye yeni gözlerle, saf bir bakışla bakmak bakablimek ne hafif ne latif bir şey...

  Şems'in Mevlanaya tüm bildiklerini ve okuduklarını suya attırması gibi. Sen de şuanda bildiğin bilemediğin tüm duygu, düşünce arşivini, seni ağırlaştıran tozlu raflarını birbir boşalt, serbest bırak feraha kavuşsun varlığın.

  Bebek gözlerle, ışıl ışıl iri iri bak bu koca dünyaya ve sen olan her bir varlığa.

28.07.2021

22 Mayıs 2021 Cumartesi

Hatırlatıcı


   Öylece olmak, öylece durmak kendi gerçekliğinde.

   Kendini soktuğun kör kuyularından yine kendi elini tutarak çıkabileceğini, kendini o kuyulara ittiğin sebeplerin gösteriyor. Derdinin dermanlığı  da burdan geliyor. 

Tabi bunu anlamak yada fark etmek kör kuyunun içindeyken, kendine körlüğünden görünür olmuyor. Ama çok şükür ki Yaradan her yerden ve her şekliyle sana el uzatıp, ışık tutuyor. Kimi zaman esen yelden, kimi zaman dost sözünden, dokunduğun,duyduğun, izlediğin her ne olursa olsun seni kendine getiren bir ''hatırlatıcı'' oluyor. Aslına bakarsan O hatırlatıcı da ''sen''.Sen ''sen'' dediğin de ''O''. Sendeki varlığını sana hatırlatıyor.

Kendine gel! 

Bana gel!

 Kim olduğunu sanıyorsun?

 tüm sanılarını soyunda gel! 

 Sanılar seni sanrılı ve sancılı yapıyor farket!

 oysa ''Ben'' olduğunun netliğinde ki eminlik, seni cesur, kararlı Aşk adımlarında şaşmadan şaşırmadan, pir-ü pak Nuru berrak yürütüyor! diyor.

   Her ne olursa olsun yaptıklarının doğruluğu yada yanlışlığının sonuçlarını üstlenecek sorumluluğu alman özgürlüğündür. 

Seçimlerinin arkasında dimdik bir Elif gibi durabilmek İmanındır, sende ki Yüce varlığa.

O yüzdendir yüzyıllardır her şekliyle söylenen ''Kendini Bil'' hatırlatıcısı. Kendini önce onca karmaşanın içinde Bul! sonra da Bil! Sen sandığın ama hem sen olmayan hemde sen olan, sende olan eşsiz biricik güzelliği.

 Bu gerçekliğe '' gözün aydın'' olduğunda, yaptıklarının yada yapamadıklarının, daha doğrusu iradeni gösterdiğin seçimlerinin ''Dostu''oluyorsun onu her yönden ve her şekliyle destekleyen. O zaman varlığındaki '' Halilullah'' a açılıyorsun.

Hak varlığının Hakikatine Hakını verip Yaradanın '' El Adl''(adalet) esmasının aynası olup ışıldıyorsun.

Hakkını kendine verirsen Hakkın olanı da alıyorsun.

O yüzden şimdi, sizdeki ''ben'' varlıklarımın şahitliğinde; 

Bu güne kadar irademi gösterip seçim yapabildiğim özgür, özerk varlığımın, kararlarının yeteri kadar destekleyicisi, '' Dostu'' olamadığım(arafta kalıp,sızıntı yaptığım);

''acaba doğru mu yaptım?'' ''şöyle yapsaydım böyle olurdu''

 '' Keşke...''ile başlayan tüm cümlelerim.

 Acabaların çoklu bilinmezliğinde kendimi kaybedişlerim.  

Kendimin dışında dinlediğim herkes ve her şeye sadık iken, kendime sadakatsiz olduğum, onlara göre yönelip kendi yönümü şaştığım tüm düşünüş, inanış, yaşayışlarım... için kendi Hak varlığıma özür diliyorum. Onu affediyorum. Aşk varlığımla sarıp sarmalıyorum.

Ne yaptıysam yada yapamadıysam Elhamdülillah!

Arafların Arifliğin Olsun!

Hu

22.05.2021

15.35

Baraka tepesinden bir ''Dost''un dokunuşuyla varlığımdaki hazineyi hatırlayışlarım.




 

6 Mayıs 2021 Perşembe

Hıdırellez




 Hz İbrahim neden ateşte yanmaz? Bilirmisin?

Çünķü o özdür, öze kavuşmuştur, öz olan yanmaz. Yanan, tutuşan, bize Cehennem gibi gelen tuttuğumuz, tutunduğumuz tüm kalıplardır, putlarımızdır, ilahi kavuşuma engel olan tüm sebeplerimizdir(nefs hırkasıdır yanan).

05.01.2020 de yazdığım bu paragraf bugünün kutlayışı kutsayışıyla birleşti görünür oldu.

İbrahimi yakan ateş nasıl ki ona gül bahaçesi olmuş, bizde tıpkı yemeğin ateşinde alt üst olmadan pişemiyeceği gibi hayatımızı da altını üstüne getirmeden pişemiyoruz. Şems'in de dediği gibi''Düzenim bozulur,hayatım alt üst olur diye, endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?''

Yandım öldüm dediğin AN, küllerinden yeniden doğuşun  sancılarıdır.

Canparenin koptuğunu, kaybettiğini sandığın AN, asıl Hak varlığının Hakikatiyle sonsuzluk diyarında buluşanlar, bu dünyada kalanları kaybederlermiş. Aslında kayıp dediğin sadece kaymak, geçmekmiş bir diyardan bir diyara @baharözalpuk(öykümüzün mekanı cennet, ruhu Şad Ola)

Bu günün kutlayışı kutsayışıyla her şeye ve herkese rağmen Hak varlığımızın Hakikatine olan vefa ile Hızır İlyas Vuslatı, küllerimizden güllerimize doğuşumuz olsun. Bizi yakan ateşler gül bahçelerimiz olsun.

05.05.2021

21 Nisan 2021 Çarşamba

Aşk BİR direniştir...

Her BİR hücrenle harekete geçtiğin. Tek komutun istikamet olduğu; güdümlü bir füze gibi hedefe kilitlendiğin, şaşmadan şaşırmadan yürüyüp, Miracına yükseldiğin bir kavuşum. 

Bu direnişin tek kazananı; ÖzGÜRlüğün Huzurunda ruhların  Aşk dansı. 

''Ben''lerin ''Sen''lerin, ''Onlar''ın ''Bizler''in eriyip tüm çıplaklıklarına, Saflaşıp BİR oldukları bir Direniş.

Direniş ''Ben''liklere

Direniş ''Sen''liklere

Kendimize rağmen yürüdüğümüz, yürüyebildiğimiz. Kendimizden geçip BİZ'e, ''O''na, Aşk'a ulaştığımız müthiş BİR macera yolu bu!

Bu yolda direndiklerine direneceksin; tuttuğun tutunduğun, kendine bağ yapıp bağımlısı olduğun tüm bağ ağlarına.

Seni bu dünyaya getiren göbek bağında izlerini taşıdığın ve asla kesilmeyen O Aşk bağına tutun. O ki seni sonsuzluk diyarına uçuran ilahi aşk kanatlarındır.

Diren kendine, seni senden eden tüm direnişlerine diren. 

Direndikçe Teslim OL! Kendine...^^

Direnişin ve Teslimiyetin Kutsal Eşiğinden geç. Tarafların yok olup SAF olduğu BİR diyara geç...^^

İlahi Aşkın Safında Direnişin Dirliğin OLsun!

12.25 

21.04.2021










 


10 Nisan 2021 Cumartesi

Hazinem

 Bir müziğin ilahi tınısı aldı beni, tüm gelmiş geçmiş yaşananlarla dansa kaldırdı ve melodi sözler şöyle döküldü;)

Şükrüm olsun tüm yaşananlara. Her biriyle dans ettim el ele, göz göze...^^

El ele ilmik ilmik dokudu tüm tılsımlı dokunuşlar beni bana. 

Meğer hazinem yaşananların kıymetli armağanlarıyla doluymuş. Meğer gizli hazinem beni hem kendime açan hemde kendimden dışa açan, içten dışa, dıştan içe katmerleşen BİRicik  çiçekmiş.

Hayatıma dokunan her bir el beni Hâkka Hâkk varlığıma Hakikatime dokuyan, yücelten eşsiz güzellliklermiş.

Öyle şükran öyle müteşekkirim ki her şeye vede herkese...^^ Hepsi ben hepsi bende şimdi.

Öyle zenginim ki, paha biçilmez bir zenginlik bu, damlada ki okyanus misali.  Yüz yüze geldiğim herbir varlık aynamda ki yüzleşmelerim, dönüşüm yüzüşlerimmiş beni derya eyleyen. Her birinde acı tatlı akıttığım her bir gözyaşı tanesi meğer deryanın derinliklerinde bulduğum inci tanelerimmiş. Şimdi taç yaptım her bir inci tanemin dizgisini. Hakikatimle, Hâkkımla kavuşumumun mesti izdivacında Sultan eyledim kendimi.

Öyle genişledi ki göğsüm, her biri bir yıldız tanesi şimdi, tüm kainatı içime sindirdiğim.

Gökyüzü babam, yeryüzü annam şimdi. Bu iki ummanın kavuşumunda ki o incecik şafak cizgisiyim.

 Sıratı müstakim, kıldan ince kılıçtan keskin o incecik köprüyüm şimdi.

Okyanusları birbirine kavuşturan, sıcağın soğuğa, soğuğun sıcacağa karışmadığı o incecik perdeyim şimdi.

Rüzgarın odamın penceresinde ki o incecik tül perdeyle dansıyım şimdi.

Gecenin gündüzün ışığında eridiği, gündüzün gecede eridiği teslimiyetim şimdi.

00.02

09.04.2021

Bu ilhamı veren ilahi tınılar Can Atilla'nın " Hamamda ki ilk gözyaşları" parçası





29 Mart 2021 Pazartesi

Hakikat

 


 

Sen sadece ol! ‘’O’’ Ol!

Her şey ‘’O’’na giden yolda sana varıyor. Sen olan Hu’ya. Her deneyim de buna varabilmek, kavuşabilmek için yaşanıyor.

Kendindeki Hüveye ulaşıp parlatman için Nurunu.

 Nurunu örttüğün tüm örtülerinden sıyrılman için yaşatıyorsun kendine çektiğin tüm deneyimlerini. Kendi öz varlığının hakikatine erişmek, ermek için. Tüm duyguların özlerini, hakikatlerini açığa çıkartabilmek için.

Mesela ‘’korku’’ tehlike anında duyulan doğal bir korunma duygusu iken, biz onu olan olmayan her şeye giydirerek özünden uzaklaştırmışız.

Mesela ‘’utanç’’ bir çocuğun masumiyetinde seviliyor olmanın mahcubiyetli sevinciyken, kendimizi sevilen olmaktan uzaklaştırdıkça, yaptıklarımızın ayıp, günah, yanlış, kusurlu, eksik..vb olduğu düşünceleriyle katranlaştırıp, katılaşıp kalmışız. Katılaştıkça da, utanıp kapandıkça da kırılmaya açmışız kendimizi. Katı, kuru, sert ve bir o kadar da kırılmaya müsait kıvama gelmişiz.

Sevilen olduğumuz, gözbebeği olduğumuz gerçeğinden uzaklaştıkça da kendimizi değersizleştirdiğimiz deneyimlerin içinde kızmışız, öfkelenmişiz.

Peki ne oldu da tüm bu saf duyguları kendi öz doğallığından uzaklaştırıp, asıl maksatlarından saptırdık?

İlk neyi yanlış veya yanılsamalı anladık?

Yada böyle anlamamızı sağlayan durum neydi?  böyle görmemizi bize ne sağlıyordu? Yani bu duyguları hakikatlerinden saptıran içimizdeki hangi yanılsamalı yorumumuzdu?

Bu yorumu oraya ilk kim ve ne yerleştirmişti?

Başlangıçta saf olan, mesela ‘’utanç’ duygusu ne arada bizi bastıran, örten kendi gerçekliğimizden uzaklaştıran hale gelmişti?

Tüm bunlara sebep toplumsallaşıyor olmamız ise, bu dünyada kurduğumuz bu oyunun yönünü Hakikate, Hakk olan varlığımıza, öz duygularımıza döndürüyorum. Bu çarkın yönünü(Cem Karacaya selam olsun; ‘’ben  feleğin şu çarkına çomak sokarım’’)   istikametine ayarlıyorum. Hakikati Hatırlama ve Hatırlatma Vakti.

Tüm duyguları öz varlıklarına kavuşturma, saflaştırma vakti. Kendi hakikatimizi hatırlama vakti. Bunu örten örtülerimizden sıyrılıp, çıplak gerçekliğimizin saflığında neşe, keyif, coşku varlıklarımızla kucaklaşma vakti.

  Kendimizi hatırlamak ve sevilen hep sevilen olduğumuzu, asla terk edilmediğimize uyanıp, kendimize yaşattığımız tüm hatırlatıcı deneyimlerimize teşekkür edip, artık onlara ihtiyacımız olmadığını görüp uğurlama vakti.

 Kendi öz varlıklarımızın hakikatinde kavuşumlarımızı kutlama kutsama vakti.

Vakit vuslat vakti!

Sonsuz Şükür ve Hamd’ların Rahmetinde Yıkanıp Huzura Erme Vakti!

21.03.2021

00.29





27 Ocak 2021 Çarşamba

Çekilim

 

Gerçek anlamda sevmek(sevişmek) için susmak, durdurmak,soyunmak, öldürmek gerek sen sandığın her şeyi(her şeyini). Ancak o zaman saflığın çıplaklığında sen olursun ve gerçek senle kurduğun her şey gerçekliğe dönüşür.

Kalben yakınsan her şeye, uzak olsan ne olur?

Kalben uzak olup, yakın dursan ne olur?

Kalplerin sessiz sesiyle kurduğun ilişki muhabbetindir, bilindiğin, duyulduğun, görüldüğün…

Kalpsiz dilin kemiği yoktur; dur durak tanımaz, ezer geçer, siler geçer, söyler duymaz, görmez, bilmez…

 

Bazen uzak durmak en büyük yakınlıktır kendine ve kendin olan her şeye.

Bazen sessiz olmak en yüce muhabbettir; özgürlük tanır, alan açar, merkezler seni Aşk varlığına…^^

 

Hayatından çekilene hürmet, gelene buyur etmek yaraşır. Sonuçta hepimiz, gelen geçeriz bu dünya mekanına. Öyleyse gelip geçerken tutmalar, tutunmalar, tutulumlar niye?

Yükte hafif paha da ağır olmak varken,

 varlığın hafifliğinde kanatlanıp uçmak varken…^^

19.00

27.01.2021  




23 Ocak 2021 Cumartesi

Sevilim

 

Sevgiden

 

Bazı şeylerin idraki vakit alır. Bu idrakin tüm hücrelerinde hissedilmesi için bir limiti doldurması gerekir ki buda vakitledir. Vakti gelince de öğrendiğin bilgi, hapı yutmak gibi önce su ile mideye yada nereye gidiyorsa orda çözülür tüm bedende  hal olarak etkisini gösterir. İdrakinde bilgi ışıl ışıl parlar ve hayat  puzzle'ındaki yerini bulur.

Hımmm dersin bunun içinmiş tüm yaşananlar…^^

Her şey sevgiden, seviliyor olduğundan, hep sevilen olduğundan, hep korunan kollanan olduğundanmış meğer. İstenilmediğini, tercih edilmediğini, görülmediğini, duyulmadığını, hissedilmediğini… sandığın bu yüzden de hep kendini acıttığın, her şey ve herkesle olan tüm deneyimlerin, seni çok sevdikleri, varlığının kutsiyetini onurlandırmak, yüceltmek ve açığa çıkartmak için.

Tıpkı içilen acı haplar gibi acı deneyimlerde aslında seni iyileştirmek, uyandırmak, hatırlatmak için öz doğana, öz gerçekliğine.

Mahrum bırakılsan da, istediğin şey o an olmasa da, tercih edilmediğini düşünsen de, aranıp sorulmasan da, incitildiğini hissetsen de, kızılıp azarlansan da, aşağılandığını zannetsen de( daha da ötesi…) ‘’hepsi sevgiden’’ deselerdi öncelerde ne şaçmalıyorsun derdik(m) ama şimdi idraki hal içinde; her şey seviliyor ve seviyor oluşun SEVİLİM halinden başka bir şey değil.

Şimdi tüm gönül rahatlığı ve huzuruyla diyebilirim ki;

‘’ beni nasıl istiyorsan öyle sev’’

Sevgili üstadım Meryem Suna yıllar önce bir eğitim kampında bu hap bilgiyi yutturmuştu;)

Artık  hapı hale dönüştürme vakti…^^

Şükürler olsun…^^

Bu yazıyı yazdıran tüm hikaye bu foto da gizli.

Bir doğum günü çocuğu babasıyla dans etmek ister fakat o sırada babası annesiyle dans etmektedir. Onların dansını bozup babasına ısrarcı olur. İsteği o an yerine gelmeyince de koltukta böyle gözü yaşlı donuk kalır fotoya. Daha sonra kucaktan kucağa abisiyle, kuzenleriyle dans etse de, bir kere kırılmıştır minik yürek.

Şimdilerde o minik yürek Minnoş yürek bunun; ‘’sevgiden’’ ‘’sevilim’’ olduğunu hep sevilen, hep gözde, hep korunan kollanan, göz nuru olduğunu esneyen, esnedikçe derinleşen ve de zenginleşen yürek hazinesinin emanetçisi olduğunu biliyor.

Ve bu ilk kırgınlığın yumurtayı çatlatan ve civcivin dışarı çıkmasını sağlayan ilk vuruş, çok kıymetli sevgi darbesi(devinimi) olduğunu biliyor ve şükrediyor.

22.01.2021

23.55

Canım Babama... Nurlar içinde Cennetinde...^^






13 Ocak 2021 Çarşamba

Kıyametini kopar

Çocuk aklınla çocukluğunda yaşadığın seni üzen her olay bugünün tabiriyle travman oldu. Yine aynı kişi aynı aymazlıkla(yani ayılmamışlık, uyanmamışlık anlamında)karşılaştığı durumlarda, olaylarda, kişilerde yaşadığı anlam eşleşememesinin eşzamansızlığından girdiği üzüntü halleri tıpkı çocuk aklının yaşadıklarıyla aynı. Yani diyebiliriz ki çocuk aklımızla göremediklerimiz, yanlış algıladıklarımız, başka gerçeklik boyutlarının da olabileceğini bilmeyişimizdendi. Yine aynı yanılgıyla düşünüyorsak, bilin ki çocuk algısında, kavrayışında çok boyutlu gerçekliği göremiyor, anlayamıyor oluşumuzdandır.

 O yüzdendir uyanık olmanın kıymeti. Uyanmak, kıyam, ayağa kalkış, kıyamet her sabah olmakta ve her gece yatağa girişle birlikte uykuya dalmaktayız(beklide başka bir gerçekliğe uyanmaktayız). Tıpkı çocuk aklımız ve algımızla uykuya geçip, gece olup gerçekleri göremeyişimiz, bu renkli dünyanın çok boyutluluğunu algılayamayışımız gibi,yaşadığımız olaylara, durumlara, insanlara acı beden, duygu, düşünce ve algılarla yaklaşıyoruz.

 Oysa her sabah güneşin içimize doluşuyla kıyama kalkıp, günün kıyametini koparıyoruz bizi bağlı tutan tüm zincirlerden. Özgürlüğümüze yelken açıyoruz çok boyutlu gerçeklik deryasında. Artık şahit olduğumuz tek hakikat Nurun yeryüzündeki hareketi ve genişlemesi oluyor. Acı beden, düşünce ve algılardan gecenin üzerimizden sıyrılması ve güne doğmamız gibi özgür bırakılıyoruz.

Şimdide çocukluk travması olarak nitelediklerimiz, farklı gerçekliklerin bizim algımızla örtüşmemesinden kaynaklı yanlış, eksik, hatalı görüş ve kavrayışlarımızdan başka bir şey değil. Eğer hala içinde bulunduğumuz hangi yaş dilimi olursa olsun aynı hatanın içine düşüyorsak demek ki yine çocuk algımızda, aklımızdayız. Yine kendimize travmalar yaratıyoruz demektir. Bu tıpkı yapbozun parçalarının büyük manzara karşısındaki yerini önemini kavrayamayışımız ve her şeyin herkesin eşsiz BİRliğin ahenkli uyumunda seni var etmek için senin hizmetine sunulmuş olduğunu göremeyişimiz gibi.   

Peki ne yapıcaz?

Travmaları olgun uyanmış , kıyama geçmiş, kıyametini koparmış bilinçle Tramvaya dönüştürüp, hızlıca hayat istikametimizde Miracımıza ereceğiz inşallah.

01.26

12.01.2021




2 Ocak 2021 Cumartesi

Merkez

 Merkez🌟💎

Rabbimin isteği isteğimdir. İstedi ki bilinsin. İstedi ki kıymeti, önemi, yüceliği bilinsin ve yaşansın. Bunu kendi için değil elbet, ki onun böyle bir şeye ihtiyacı yok. Bizim için istedi, değerli olan parçaları kim ve ne olduklatının farkında olsunlar ki, ona göre bu dünya oyununun kazananı olsunlar. Çünkü o kudret insanın her bir hücresine saklanmış  asalette mevcut. 

Her şeyden önemli ve her şey olanın merkezine "O"nu koyduğunda tavafın Aşk olur. 

Tavaf eden edilen sen olan "O" olur. 

Aşk olur...^^ 

Ve her şey sana döner(gelir, sunulur, yönelir) en şaheseriyle...^^


Hakk olduğunun ve Hakk ettiğinin merkezine kurulduğunda, tüm evren senin hizmetine tavafa geçer...^^


Neyi merkezine alıyorsan osun


MM Arslan

23.37

01.01.2021