KUĞU yum
Yaşadıklarımın yorgunluğunu hissediyorum yüreğimden bedenime doğru yayılan.Teslim ettim kendimi bu yorgunluğun mahmurluğuna.Anladımki direnmemek gerekiyor insanın kendi doğasına.Bedeni neyi istiyorsa onu yapmasına,ruhu neyi istiyorsa onu yaşamasına,yüreği neyi istiyorsa o durum içersinde olmasına,zihni neyi kurguluyorsa onu yaşatmasına ihtiyacı var.Hepsine teslim ettim kendimi .Onlar nasılsa kendi içinde bir düzen ayarlıyorlar.Bu durum biraz ağır geliyor ama insan ağırlığı olan bir varlık ve buna teslim olması şart.Onca dışa sonrada içe koşuşturmaların anlamsızlığı içindeyim.Aslında koşulacak bir yer yok.Kendini tekrarlayan bir döngü,bir labirentin içindeyiz aslında.O yüzdende çözümün kendi doğamıza teslimiyet olduğuna karar verdim.Ne diye çabalıyorum ki ,benim bir kapasitem var hertürlü;zihinsel,bedensel,duygusal, vede ruhsal.Bu kapasitem en mükemmel en kusursuz haliyle tasarlanmış durumda Tanrı tarfından.Tanrının yarattığı hiçbir şeyde kusur yoktur.Kusur olarak gördüklerimizde dahi kusursuzluk vardır.''Tanrı tarafından yaratılan kusur dahi kusursuzdur.''Gerçek buysa ne diye koşuşturup duruyoruz?.herkes kendi doğasında ,kendi doğasının el verdiklerinde yaşamalı,hiçbir şeyi zorlamadan.Ben zaten kusursuzum,aydınlanma zaten benim doğamda mevcut.Biz insan oğlu toplumsallaşmayla birlikte yartığımız;dil,kültür,sanat,bilim,teknoloji.......... lerle kendi doğamızı geliştirmek adına,kendi zorluklarımızıda beraberinde yaratmışız.Sonrada yarattıklarımızı aşmak,herşeyin özünün içte olduğunu keşfederek ters yönlü bir gidişe başlamışız.Dışa açılmakla,içe açılmakla boğuşup dururken,her ikisinde denge bulmaya çalışırken yaşam serüvenlerimizi tüketip durmuşuz.Ben artık dışsal ve içsel gelişimlerime son vermeye dilim varmıyor ama şimdilik ara verip,teslim ediyorum kendimi doğaya,evrene elbetteki TANRIYA.Ben yartılmış olan mükemmel bir varlığım ,zaten ışık saçan aydınlanmış bir parçayım.Ne diye hırpalıyorum ki kendimi;zinnini sustur şunu yap...yüreğini sustur aklını konuşturrr... şuna inan....buna inanma...............vb.bunların hepsini şimdi ben susturuyorum.Herşeyin prizini çekiyorum.İnsan oğlunun yaptığı ve yapmaya devam ettiği herşeyden,kişisel gelişim adına yapılan herşeyden prizimi çekiyorum.Bu çabalar beni aydınlık doğamdan uzaklaştırıyor,kendimle olan buluşmamı engelliyor.Ben artık beyazlamak için yıkanmaya ihtiyacı olmayan bir KUĞU yum.Özüm neyse onu yaşamaya teslimim.
Yaşadıklarımın yorgunluğunu hissediyorum yüreğimden bedenime doğru yayılan.Teslim ettim kendimi bu yorgunluğun mahmurluğuna.Anladımki direnmemek gerekiyor insanın kendi doğasına.Bedeni neyi istiyorsa onu yapmasına,ruhu neyi istiyorsa onu yaşamasına,yüreği neyi istiyorsa o durum içersinde olmasına,zihni neyi kurguluyorsa onu yaşatmasına ihtiyacı var.Hepsine teslim ettim kendimi .Onlar nasılsa kendi içinde bir düzen ayarlıyorlar.Bu durum biraz ağır geliyor ama insan ağırlığı olan bir varlık ve buna teslim olması şart.Onca dışa sonrada içe koşuşturmaların anlamsızlığı içindeyim.Aslında koşulacak bir yer yok.Kendini tekrarlayan bir döngü,bir labirentin içindeyiz aslında.O yüzdende çözümün kendi doğamıza teslimiyet olduğuna karar verdim.Ne diye çabalıyorum ki ,benim bir kapasitem var hertürlü;zihinsel,bedensel,duygusal, vede ruhsal.Bu kapasitem en mükemmel en kusursuz haliyle tasarlanmış durumda Tanrı tarfından.Tanrının yarattığı hiçbir şeyde kusur yoktur.Kusur olarak gördüklerimizde dahi kusursuzluk vardır.''Tanrı tarafından yaratılan kusur dahi kusursuzdur.''Gerçek buysa ne diye koşuşturup duruyoruz?.herkes kendi doğasında ,kendi doğasının el verdiklerinde yaşamalı,hiçbir şeyi zorlamadan.Ben zaten kusursuzum,aydınlanma zaten benim doğamda mevcut.Biz insan oğlu toplumsallaşmayla birlikte yartığımız;dil,kültür,sanat,bilim,teknoloji.......... lerle kendi doğamızı geliştirmek adına,kendi zorluklarımızıda beraberinde yaratmışız.Sonrada yarattıklarımızı aşmak,herşeyin özünün içte olduğunu keşfederek ters yönlü bir gidişe başlamışız.Dışa açılmakla,içe açılmakla boğuşup dururken,her ikisinde denge bulmaya çalışırken yaşam serüvenlerimizi tüketip durmuşuz.Ben artık dışsal ve içsel gelişimlerime son vermeye dilim varmıyor ama şimdilik ara verip,teslim ediyorum kendimi doğaya,evrene elbetteki TANRIYA.Ben yartılmış olan mükemmel bir varlığım ,zaten ışık saçan aydınlanmış bir parçayım.Ne diye hırpalıyorum ki kendimi;zinnini sustur şunu yap...yüreğini sustur aklını konuşturrr... şuna inan....buna inanma...............vb.bunların hepsini şimdi ben susturuyorum.Herşeyin prizini çekiyorum.İnsan oğlunun yaptığı ve yapmaya devam ettiği herşeyden,kişisel gelişim adına yapılan herşeyden prizimi çekiyorum.Bu çabalar beni aydınlık doğamdan uzaklaştırıyor,kendimle olan buluşmamı engelliyor.Ben artık beyazlamak için yıkanmaya ihtiyacı olmayan bir KUĞU yum.Özüm neyse onu yaşamaya teslimim.
Münire Mine Arslan
11.09.2008
17.22
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder